EDEBİ BÂKÎ ''MAHMUT ABDULBÂKÎ'ye dair aranan her şey..''
   
  EDEBİ BÂKÎ
  GAZEL-1
 

GAZEL-1

Ferman-ı aşka can ile var inkıyadımız

Hükm-i kazaya zerre yok inadımız

‘’Aşkın emrine, buyruğuna canla başla uyarız. Kazanın hükmüne karşı zerre kadar direnmemiz yok.’’

Baş eğmezüz edaniye dünya-yı dün içün

Allahudur tevekkülümüz i’timadımız

‘’Bu alçak dünya için alçaklara baş eğmeyiz. Tevekkülümüz, güvenimiz yalnız Tanrı’yadır.’’

Biz müttleka-yı zer-keş-i caha tayanmazuz

Hakkun kemal-i lutfunadur istinadumuz

‘’Biz makam ve mevkiin altın işlemeli yastığına dayanmayız. Tanrı’nın lutfunun büyüklüğü ve sonsuzluğuna güveniriz.’’

Zühd ü salaha eylemezüz iltica hele

Tutdı egerçi alem-i kevni fesadımız

‘’Her ne kadat kötülüğümüz dünyayı tutuysa da, bundan kurtulmak için sofuluğa, sahte dindarlığa da sığınmayız.’’

Meyden safa’yı batın-ı humdur garez heman

Erbab-ı zahir anlayamazlar muradımız

 ‘’Bizce şaraptan amaç şarap küpünün içinin temizliğidir. Dış görünüşe bakanlar bizim ne istediğimizi anlayamazlar.’’

Feryaduma ol kameti şimşad yetişmez

Benzer ki anun guşına feryad yetişmez

‘’Boyu şimşire benzeyen sevgili ağlayıp inlememe yetişip gelmiyor. Herhalde feryadım onun kulağına kadar erişmiyor olacak.’’

Ser-menzile uşşak erişür cümleden evvel

Ol mertebeye sa’y ile zühhad yetişmez

‘’Varılmak istenen son konağa herkesten önce aşıklar erişirler. Bu dereceye uğraşığ didinmekle zahitler erişemezler.’’

Minnet Hüdaya devlet-i dünya fena bulur

Baki kalur sahife-i alemde adumuz

‘’Dünyanın devleti, zenginliği son bulur, geçer gider. Tanrı’ya şükür bizim adımız dünya sahifesinde sonsuza kadar kalır.’’

Eyyam-ı zühd ü mevsim- zerk u riya değil

Hengam-ı ayş u işret u geşt ü güzardur

‘’Ham sofuluk günleri, yalan ve ikiyüzlülük mevsimi değil; yiyip içme, eğlenme ve gezip tozma zamanıdır.’’

Zayi geçürme ömri bu dem künc-i gamda kim

Menzil kenar-ı bağ u leb- cüybardur

‘’Ömrünü bu mevsimde gam köşesinde gereksiz yere harcama. Konakladığımız yer bahçenin kenarı ve akarsuyun kıyısıdır.’’

Dil zevkarını lücce-i gamdan heva-yı aşk

Elbette bir kenara atar rüzgardur

 

Baki Nihal-i ma’rifetün meyve-i teri

Arif katında bir gazel-i abardur

‘’Baki! Taze, parlak bir gazel ariflere göre marifet fidanından koparılmış taze bir meyvedir.’’

 

Kıldı afakı münevver tal’at-ı Rahşan-ı ıyd

Halka dibalar geyürdi mah-ı nur-efşan-ı ıyd

‘’Bayramın parlak yüzü ufukları aydınlattı. Bayramın nurlar saçan ayı halka değerli ipek kumaşlardan giysiler giydirdi.``

Came-i diba-yıla tavus- zerrin-baldur

Dilrüba kim eyler ol reftar ile cevlan-ı ıyd

‘’Sevgili ipekli giysisiyle altın kanatlı bir tavuskuşuna benzer; o güzel yürüyüşüyle bayram gezmesine çıkmış.’’

Ayagun tozıyla vezn etmez birin ehl-i nazar

Taptolu Yusuf-likalarla bugün mizan-ı ıyd

‘’Doğru görüşlüler bugün bayram tahterevallisini dolduran Yusuf’a benzer güzel yüzlülerden hiçbirini senin ayağının tozuyla bir tutmaz.’’

Salınur her şah-ı gül nazük Nihal-i ergavan

Bağ-ı cennetten nişan verdi baharistan-ı ıyd

‘’Her gül dalıyla ince ergavan fidanı salınmağa başlayınca bayram bahçesi cennet bahçesine döndü.’’

Sakıya rıtl-ı giran eksük gerekmez aradan

Yahşı ağırlanmak ister hasılı mihman-ı ıyd

‘’Ey saki! Kocaman kadehlerin aradan hiç eksik olmaması gerekir. Kısacası bayram konukları iyi ağırlanmak ister.’’

Şimdi tiğ-i cevr ile öldürme kurban olduğum

Iydi-ı adha geldüğünde idesin kurban-ı ıyd

‘’Kurban olduğum şimdi beni cevr ve cefa kılıcıyla öldürme. Kurban bayramı geldiğinde kurban edersin.’’

Aşıka ihsan ise maksud elinde dostum

Dest-busundur muhassal Baki’ye ihsan-ı ıyd

‘’Sevgilim, amacın aşıka iyilik etmekse, bu senin elinde. Sözün kısası Baki’ye bayram armağanı elini öpdürmendir.’’





 
  Toplamdaki 143473 ziyaretçiKişi! EDEBİBAKİ EDEBİ BÂKÎ ''MAHMUT ABDULBÂKÎ'ye dair aranan her şey..''  
 
EDEBİ BÂKÎ ''MAHMUT ABDULBÂKÎ'ye dair aranan her şey..'' Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol