GAZEL-1
Ferman-ı aşka can ile var inkıyadımız
Hükm-i kazaya zerre yok inadımız
‘’Aşkın emrine, buyruğuna canla başla uyarız. Kazanın hükmüne karşı zerre kadar direnmemiz yok.’’
Baş eğmezüz edaniye dünya-yı dün içün
Allahudur tevekkülümüz i’timadımız
‘’Bu alçak dünya için alçaklara baş eğmeyiz. Tevekkülümüz, güvenimiz yalnız Tanrı’yadır.’’
Biz müttleka-yı zer-keş-i caha tayanmazuz
Hakkun kemal-i lutfunadur istinadumuz
‘’Biz makam ve mevkiin altın işlemeli yastığına dayanmayız. Tanrı’nın lutfunun büyüklüğü ve sonsuzluğuna güveniriz.’’
Zühd ü salaha eylemezüz iltica hele
Tutdı egerçi alem-i kevni fesadımız
‘’Her ne kadat kötülüğümüz dünyayı tutuysa da, bundan kurtulmak için sofuluğa, sahte dindarlığa da sığınmayız.’’
Meyden safa’yı batın-ı humdur garez heman
Erbab-ı zahir anlayamazlar muradımız
‘’Bizce şaraptan amaç şarap küpünün içinin temizliğidir. Dış görünüşe bakanlar bizim ne istediğimizi anlayamazlar.’’
Feryaduma ol kameti şimşad yetişmez
Benzer ki anun guşına feryad yetişmez
‘’Boyu şimşire benzeyen sevgili ağlayıp inlememe yetişip gelmiyor. Herhalde feryadım onun kulağına kadar erişmiyor olacak.’’
Ser-menzile uşşak erişür cümleden evvel
Ol mertebeye sa’y ile zühhad yetişmez
‘’Varılmak istenen son konağa herkesten önce aşıklar erişirler. Bu dereceye uğraşığ didinmekle zahitler erişemezler.’’
Minnet Hüdaya devlet-i dünya fena bulur
Baki kalur sahife-i alemde adumuz
‘’Dünyanın devleti, zenginliği son bulur, geçer gider. Tanrı’ya şükür bizim adımız dünya sahifesinde sonsuza kadar kalır.’’
Eyyam-ı zühd ü mevsim- zerk u riya değil
Hengam-ı ayş u işret u geşt ü güzardur
‘’Ham sofuluk günleri, yalan ve ikiyüzlülük mevsimi değil; yiyip içme, eğlenme ve gezip tozma zamanıdır.’’
Zayi geçürme ömri bu dem künc-i gamda kim
Menzil kenar-ı bağ u leb- cüybardur
‘’Ömrünü bu mevsimde gam köşesinde gereksiz yere harcama. Konakladığımız yer bahçenin kenarı ve akarsuyun kıyısıdır.’’
Dil zevkarını lücce-i gamdan heva-yı aşk
Elbette bir kenara atar rüzgardur
Baki Nihal-i ma’rifetün meyve-i teri
Arif katında bir gazel-i abardur
‘’Baki! Taze, parlak bir gazel ariflere göre marifet fidanından koparılmış taze bir meyvedir.’’
Kıldı afakı münevver tal’at-ı Rahşan-ı ıyd
Halka dibalar geyürdi mah-ı nur-efşan-ı ıyd
‘’Bayramın parlak yüzü ufukları aydınlattı. Bayramın nurlar saçan ayı halka değerli ipek kumaşlardan giysiler giydirdi.``
Came-i diba-yıla tavus- zerrin-baldur
Dilrüba kim eyler ol reftar ile cevlan-ı ıyd
‘’Sevgili ipekli giysisiyle altın kanatlı bir tavuskuşuna benzer; o güzel yürüyüşüyle bayram gezmesine çıkmış.’’
Ayagun tozıyla vezn etmez birin ehl-i nazar
Taptolu Yusuf-likalarla bugün mizan-ı ıyd
‘’Doğru görüşlüler bugün bayram tahterevallisini dolduran Yusuf’a benzer güzel yüzlülerden hiçbirini senin ayağının tozuyla bir tutmaz.’’
Salınur her şah-ı gül nazük Nihal-i ergavan
Bağ-ı cennetten nişan verdi baharistan-ı ıyd
‘’Her gül dalıyla ince ergavan fidanı salınmağa başlayınca bayram bahçesi cennet bahçesine döndü.’’
Sakıya rıtl-ı giran eksük gerekmez aradan
Yahşı ağırlanmak ister hasılı mihman-ı ıyd
‘’Ey saki! Kocaman kadehlerin aradan hiç eksik olmaması gerekir. Kısacası bayram konukları iyi ağırlanmak ister.’’
Şimdi tiğ-i cevr ile öldürme kurban olduğum
Iydi-ı adha geldüğünde idesin kurban-ı ıyd
‘’Kurban olduğum şimdi beni cevr ve cefa kılıcıyla öldürme. Kurban bayramı geldiğinde kurban edersin.’’
Aşıka ihsan ise maksud elinde dostum
Dest-busundur muhassal Baki’ye ihsan-ı ıyd
‘’Sevgilim, amacın aşıka iyilik etmekse, bu senin elinde. Sözün kısası Baki’ye bayram armağanı elini öpdürmendir.’’